Değişen Uluslarası İlişkiler Çerçevesinde Kamu Diplomasisi Ve Halkla İlişkilerin Müşterek Kavramları
Küreselleşme (globalization) 1980'li yıllarda hukuki, ekonomik ve teknolojik değişimlerin karmaşık etkileşimi sonucu ortaya çıkmış bir kavramdır. Kimilerine göre kurulan yeni dünya düzeninin adıdır. Kimilerine göre insanlığın gelişme sürecinde yaşaması gereken kaçınılmaz bir olgudur. Bu olguyu savunanlar da karşıtları da küreselleşmenin bütün dünyayı her alanda etkilemekte olduğu hususunda müttefik görünmektedirler. Özellikle 1991'deki Körfez Savaşı'ndan sonra pek çok kişi tarafından yeni bir dünya düzeninin ortaya çıktığı ve bütün ülkelerin bu düzene uymak zorunda kalacakları konusu sık sık vurgulanmaktadır.
Kamu diplomasisi, tatbikatları daha eskiye gitmekle birlikte yakın dönemde kullanılmaya başlamış bir kavramdır. Çok hızlı gelişen kitle iletişim vasıtaları, dünyadaki küreselleşme süreci, 1990 öncesi soğuk savaş döneminden çok farklı bir milletlerarası sistem ortaya çıkarmıştır. Artık sadece devletlerin ve hükümetlerin değil, bunların yanında millî ve milletlerarası sahada hükümet harici organizasyonların ve medyanın daha tesirli olduğu bir dünyada yaşanmaktadır. Bu süreç eski klasik diplomasi anlayışını da değiştirmiş, farklı aktörlerin olduğu farklı bir diplomasi ortaya çıkmıştır.
DEĞİŞEN ULUSLARASI İLİŞKİLER ÇERÇEVESİNDE KAMU DİPLOMASİSİ VE HALKLA İLİŞKİLERİN MÜŞTEREK KAVRAMLARI




TASAM tarafından düzenlenen “2. İKT Üyesi Ülkeler Düşünce Kuruluşları Forumu” İstanbul’da gerçekleştirildi. Yoğun bir katılımla yapılan forum sonrası açıklanan deklarasyonda şu hususlara dikkat çekildi:
Ülkeler arasındaki vize uygulaması, soğuk savaş dünyasının ürünü. Dünyayı kesin sınırlara ayıran, kutuplaştıran, bölen bir anlayışın da simgesi aynı zamanda.
TASAM’ın kuruluş fikri nasıl ortaya çıktı? 
Türkiye'nin iç ve dış değişim dinamiklerinin son yıllarda sergilediği ivme, ekonomiden dış politikaya, bilim ve teknolojiden sanata kadar geniş bir alanda cereyan etmekte ve yeni risk ve fırsat alanlarının doğmasına imkân tanımaktadır.
Çok kutuplu yeni dünya düzeni ile birlikte küreselleşme süreci de hız kazandı. Ve bu süreç en çok iletişim ve medya üzerinde etkisini gösterdi. 
Can cultural diplomacy help get Turkey into the European Union?  Within  the  EU,  Turkey’s  accession  process  is  a  highly  debated  issue.    Almost everyone  seems  to  have  an  opinion  on  the matter,  although  it  can  be  argued  that most  of  these  opinions  are  not  based  on  rationality  and  facts.
Soğuk Savaş döneminde, uluslararası politika ile iç politika arasında daha belirgin bir ayrılık mevcut idi. Dış politika; o dönemde daha çok ulusal güvenlik, askeri tedbirler, enerji kaynaklarına ulaşım, devletler arası çatışmalar, ideolojik rekabet ve nekonomik kalkınma planları gibi yüksek politika konularından oluşuyordu.
Özünde dürüstlük, doğruluk, sadelik, samimiyet yer almakta olan kamu diplomasisi, siyasal fikirlerden ziyade vatandaşların kalbine ve beynine ulaşarak ortak çıkarlar merkezinde diyalog kurmak fikrinde yükselmektedir.